Nessie Monteiro

Ad-Soyad:Nessie onteiro
Kişisel Özellikleri:Cesurdur ve kafasına ne koyduysa yapar.Onu hiçbir şey durduramaz ve asla pes etmez.Sevdiği insanlara değer verir ve kendisiyle barışıktır.
Fiziksel Özellikleri:Kıvırcık koyu kahverengi saçları vardır.Gözlerinin rengi kahverengidir.1.75 boyundadır.
Aile Geçmişi:Anna'nın annesi ünlü safkan bir aileden gelmedir.Babası ise muggle doğumludur,annesi ve babası burada tanışmışlardır ve ikisi de çok çalışkan öğrencilerdi.Anna'nın büyükbabası annesinin babasıyla evlenmesini istememiş ama sonra onun iyi biri olduğunu görünce ve birde Anna doğunca damadını benimsemiştir.
Kan Durumu:Melez
Örnek Rp:

O gün bazı sorunlar yüzünden değiştirdiğim 5. okuluma gidiyordum.Bakın sorunlu bir çocuk olmam benim suçum değil,çünkü disleksi ve DEHB olmayı ben istemedim.Benim tek sorunum okul birincisi olduğum için bana sataşan çocuklara iyi bir ders vermekti.Ben sadece normal olmak istiyordum ama beceremiyordum.


"Canım çantana gerekli eşyaları koydun mu?"

"Koydum babacığım."

"Kızım eğer istersen bugün seni ben bırakabilirim okuluna,ne dersin olur mu?"

"Baba kocaman kız oldum okula tek başıma gidebilirim."

"Peki sen nasıl istiyorsan öyle olsun,kendine dikkat et."

Babamla vedalaştıktan sonra otobüse bindim.Doğrusu çok heyecanlıydım,ne zaman yeni bir okula başlasam hep böyle heyecanlı olurdum.Çünkü her seferinde işlerin iyi gideceğine inanırdım,ama sonuç hep hayal kırıklığı olurdu.
Otobüse bindim ve boş bir yer bulup oturdum.Yanına oturduğum çocuk oldukça yakışıklıydı.

"Merhaba benim adım Parker"

"Merhaba benim adımda Annalynne kısaca Anna diyebilirsin"

Bir kaç dakika konuştuktan sonra birden durdu ve etrafı koklamaya başladı.Neler olduğunu anlamadan otobüs şoförüne midesinin bulandığı söyledi ve beni kolumdan tuttu ve aşağıya indirdi.Arkamızdan 2 kişi daha geldi.


"Koş Anna koş canavarlar kokunu almış olmalı"

"Ne?Ne diyorsun Parker?Ne canavarı?"

"Bak Anna sen bir melezsin,yani senin annen bir tanrıça bu yüzden canavarları kendine çekiyorsun.Bu yüzden doğruca melez kampına gitmeliyiz"


Kafam iyice karışmıştı.Melez,tanrıça ne diyordu bu çocuk?Aklını kaçırmış olmalıydı.Birkaç metre beni peşinden sürükledikten sonra durdu.


"Canavarları atlattık.Çok şanslıyız."

"Parker neler oluyor?Lütfen anlat,kafam çok karıştı."

"Bak Anna sen bir melezsin,yani annen tanrıça baban insan."

"Melez,yani..."

"Yani yarı-tanrısın"

"Yani benim annem tanrıça.İnanmıyorum."

"Evet annen tanrıça.Ve biz şimdi Melez Kampı'na gidiyoruz,çünkü bir tek orada güvende olursun.Melez Kampı'nda senin gibi
yarı-tanrılar var.Hiç merak etme babana haber verdim ve o da senin güvende olmanı istediği için Melez Kampı'na gitmeni istedi."

Kafam iyice karışmıştı ve şu an tek bildiğim tek şey annemin bir tanrıça olduğu ve benimde Melez Kampı diye bir yere gideceğimdi.Sanırım hayat orada daha iyi olacaktı...

Editledim